Dışişleri'nden Yunanistan ile Mısır arasında yapılan deniz yetki anlaşmasına tepki: Bizim için yok hükmündedir

Dışişleri Bakanlığı, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi devre dışı bırakmak için deniz yetki anlaşması yapan Yunanistan ve Mısır'a sert tepki gösterdi. Anlaşmanın Türkiye için yok hükmünde olduğu belirtilen açıklamada, "Bu anlayışımız sahada ve masada ortaya konacaktır." denildi.

"YUNANİSTAN İLE MISIR ARASINDA DENİZ SINIRI BULUNMAMAKTADIR"

Bakanlıktan yapılan açıklamada, ''Yunanistan ile Mısır arasında deniz sınırı bulunmamaktadır. Bugün imzalandığı açıklanan sözde deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması Türkiye için yok hükmündedir. Bu anlayışımız sahada ve masada ortaya konacaktır." denildi.

Anlaşmada sınırlandırılan alanın, Birleşmiş Milletler'e de bildirilen Türk kıta sahanlığı içinde yer aldığı belirtilen açıklamada, "2003 yılında GKRY ile imzaladığı anlaşma ile 11.500 km2'den vazgeçen Mısır, Yunanistan'la bugün imzaladığı bu sözde anlaşma ile de, yine deniz yetki alanı kaybına uğramaktadır. Bu anlaşmayla Libya'nın hakları da gasp edilmeye çalışılmaktadır. Türkiye'nin, söz konusu alanda herhangi bir faaliyete izin vermeyeceği ve Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve Kıbrıs Türkleri'nin meşru hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edeceği kuşkusuzdur'' ifadelerine yer verildi.

NE OLMUŞTU?

Yunanistan, Doğu Akdeniz'deki gerilimin askıya alındığı bir dönemde, Mısır'la bir deniz sınırı anlaşması imzaladı. Tarafların dün geceden beri devam eden görüşmelerin ardından ayrıntılar üzerinde uzlaşması sonrası, Kahire'de bulunan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şükrü ortak basın toplantısı düzenledi. İki bakan, Yunanistan ile Mısır'ın bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzalandığını açıkladı.

MİÇOTAKİS: ÇÖZEMEZSEK LAHEY'E GİDELİM

Söz konusu anlaşmanın ardından Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'ten de yeni bir açıklama geldi. Miçotakis, Türkiye'yle Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgelerin (MEB alanları) belirlenmesi için planlanan diyalogdan sonuç alınamaması halinde tarafların Uluslararası Lahey Adalet Divanı'na gitmesini önerdi.