ALLAH'IN (c.c.) RIZASI RESULULLAH (s.a.v.) SEVGİSİNDEN GEÇER.

Hamd habibini alemlere rahmet olarak gönderen Allaha. (c.c.)

Salat ve selam ümmetinden gafil olmayan, Nebilerin ulusu Resulü Ekrem (s.a.v.) efendimize olsun .

Sevinç ve hüznü bir arada yaşıyorum bu gün. Cuma namazı henüz bitmiş, korona kapsamında kısıtlı kullandığımız camilerimiz yeniden 5 vakit açılmış. Buruk bir sevinç içindeyim.

Sırtımı yaslayıp duvara kapadım gözlerimi Çınarlı camiinde mütebessim bir eda ile getirirken salavatı şerife adeta efendimle (s.a.v.) konuşuyordum.

Ya Resulallah bizden önce öyle ümmetler yaşamış ki, içlerinde bin yıl cihad eden mücahidler, beş yüzyıl ibadet eden rahipler varmış. Ve sen efendim ümmetinin ömrünün kısalığından dolayı boynunu bükmüşsün Rabbine, o nur yüzün hüzünlenmesin diye, sevdalı gözlerin yaşarmasın diye Rabbin Kadir gecesini hediye etmiş ümmetine. Senin hatırına. Ya Resulallah hesap ettim 12 sene ihya etsek bin yıl cihad eden ümmetlerin sevabına denk gelecek bu mübarek gece.

 Allah (c.c.) geçmiş ümmetlere bir ölçü ümmeti muhammede ise 2 ölçü rahmet edecekmiş. Ya Resulallah biz bu merhameti hak edecek, hiçbir şey yapmadık, biliyoruz ki tüm bunların tek sebebi alemlere ancak ve ancak rahmet olarak gönderilişin sebebi iledir.

Ya Resulallah ümmetin derdi Rabbimizin rızasını kazanmak, cennette size komşu olabilmek. Tüm çabamız bu. Nasıl edelimde, Rabbimin rızasına, sizin seviginize ulaşalım diye düşünüyorum.

Allahın rızasına kavuşmak için vesileler vardır,

Çok ibadet etmek bir vesiledir,

Çok cömert olmak bir vesiledir,

Cihad eri olmak, nefsi ile kıyasıya savaşmak, haram ve helallere, şüpheli şeylere dikkat etmek birer vesiledir. Ama bunlar ağır ameller değimli? Zor zanaat değimli?  Hele hele haramların helal sayıldığı bu günümüzde.

Ya Nebiallah biz günahkar ümmetlerin ancak farzları yerine getirebilen, çok ibadeti olmayan, cömert olmak bir yana, bir fakiri gördüğünde para vermemek için o fakire bir kulp takıp, tebessümü bile çok görenleriz.

Nefsi ile savaşıp alt etmek bir yana, onun arzu ve isteklerini iştiyakla yerine getirip, sonrada  küçük bir iyilikle, onu alt ettiğini sanacak kadar yenik biriyiz. Haram ve helallere dikkat ettiğimizi söylesek acaba kendimizi inandırabilir miyiz. Ya Resulallah ziyanda bir ümmetin var. Zarar üstüne zarar eden bir ümmet.

İşte tam bu noktada  boynum yere düşerken “Sizi (s.a.v.) canımızdan aziz bilmek, Ashabınızın dediği gibi “Anamız babamız sana feda olsun ya Resulallah” dediğimizde

İnşallah Rabbimizin şu hitabı ile karşı karşıya kalırız

“Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Zümer Sûresi 53. ayet)

Ya Resulallah şifre şuki “Size duyulacak derin bir sevgi.”  Ey Allahın en kıymetlisi, ümmetin bir kısmı sana olması gereken sevgiyi anlayamamakta. Nasıl sevmesi gerektiğini bilememektedir.

Kardeşlerim, O’na kendinizi infak etmelisiniz ki sevginiz ispat bulsun,

onun davası uğrunda ashabı güzin gibi malınızı, canınızı, zamanınızı, uykunuzu ve en kıymetlilerinizi feda edin ki, sözünüze el hâk denilsin.

Kardeşlerim Resulü Ekrem efendimiz nasıl ki dün Mekkede, Medinede bu davaya sahip çıkacak sahabeler arıyordu. Bu günde ruhaniyeti ile bu davaya gönül verecek, dini islamı, Sünneti rasulullahı sırtlanacak  ümmetler arıyor.

Biz belki o ümmetlerden olamayız. Buna güç yetirmeye dağ gibi bir yürek gerek.   Ama bu aradığın ümmet vasıfları İlmi ile amil Alimlerde, Allah dostlarında bulunmaktadır.

Bizde Allah ve Resulünün sevgisinin ümmete ulaşmasında memur olan manevi mimarlarımıza memur olalım.

Basamak olan alimlerimize basamak olalım.

Fedai olan evliyaya fedai olalım.

(Amin)