BİR DERBİNİN ARDINDAN…
BİR DERBİNİN ARDINDAN…
Milyonlar sokaklara caddelere bulvarlılara koşuyor, arabalar çılgınca kornalarını çalıyor, gençler, kadınlar, çocuklar arabaların pencerelerinden bayraklarını sallıyor, yüksek sesli takım marşları, müzikleri her yanı inletiyor. Öyle ya birtakım şampiyon olmuştur.
Yüz yıllık rekabet, zafer sarhoşluğu, çılgın insan bağırtıları, akşamın sisli ufkunu daha da karartıyor. Silahlar patlıyor, havai fişekler atılıyor. Öyle ya bir takım şampiyon olmuştur, ezeli rakibini yenerek zafer elde etmiştir
Futbol günümüz de basit bir spor olmaktan çıkmıştır. Futbol küresel sermayenin, üzerinde hegemonyasını kurup işlettiği, milyarlarca insanı oluşturduğu faşist kültürle başka bir varlığa dönüştüren adi bir dönüştürücü rolünü üstlenmiştir.
Futbol artık bir dindir bu dinin milyonlarca müntesibi vardır. Her bir takım bu dinin bir tarikatı, takım başkanları bu ilkel, faşist dinin tarikat lideri, teknik direktörler, oyuncular bu dinin keşişi, papazı ve ruhbanlarıdır. Taraftarlar ise bu dinin farklı tarikatlarda ki bağlılarıdır. Holiganlar, cezbeye gelip maçlarda boğazları yırtılırcasına bağıran, yeri gelip bayrak, yeri gelip sallama ve satırlar sallayarak gözü karalık sergileyen kabadayı tıynetli yeniçerilerdir. Taraftarlar, her tarikatta, cemaatte olduğu gibi tüm fedakârlığı üstlenen, takımı sırtlayan, takımı için para harcayan, maç kovalayan saatlerce yaz kış sıralarda bekleyen ve 90 dakika sürecek o çılgın tapınma seanslarında aynı tonla ve enstrümanlarla dakikalarca arada her türlü küfür ve hakaretler sözleriyle karışık bağırtılarını meşk eden zavallılardır. Bu dinin tapınakları elbette stadyumlardır. 90 dakikalık bir maçın heyecan ve kesitlerini başa sararak defalarca izleyip bu ilkel ayinin tüm sahnelerini günlerce tv programlarında tartışarak rant devşiren propaganda yapan spor medyası ise bu dinin davetçi sınıfını teşkil etmektedir.
Futbol bir dindir, içinde Allah'ın hesaba katılmadığı, öbür dünyanın umursanmadığı, hayat pahalılığının, enflasyonun devülasyonun, terörün, doğal felaketlerin, deprem gibi endişelerin unutturulduğu, milyonların hafızalarını, duygularını, yıkıma uğratan bir morfindir. Futbol, ülkesini adaletle yönetmekten aciz yöneticilerin halklarının sorgulama yeteneklerini yok ettiği kitlesel bir uyuşturucu ve sömürü aracıdır.
Futbol en büyük kumarların üzerinde oynandığı, milyonların ümitlerinin sömürüldüğü, buna rağmen sürdürülebilirliği, kalıcılığı gittikçe perçinlenen toplumsal bir bukağı, tasma veya zincirdir. Bu tasma ve zincirlerin ucu, bu dinin en büyük baronlarının ellerindedir. Aşağılık, bayağı ve çıkarcı kapitalist sermayenin patronları bu zincirlerin ucundan tutmak ve kitlelere hükmetmek için sıraya girmişlerdir.
Bu ülkenin aziz halkı, yüzlerce yıldır gerçek zaferlere susamış, bilgelik, saygınlık, anlayış, nezaket ve nezafetini kaybetmiş bir durumdadır. Tarihte şehir surlarından ordularıyla seferden dönen hakanların zafer haberleri ile sokağa dökülen, şehrin en büyük camisinde şükür namazı için toplanan ecdadın torunlarının düşmüş olduğu sefalet, sefahat ve ahlaki çöküntüye tanıklık etmek isteyenler her derbi maçtan sonra yaşanan rezaletleri gözlemlemesi yeterlidir. Hani zamlardan, sağlık sisteminden, enflasyondan, adli yapıdan şikâyetçiydiniz. Şampanyalar patlatarak çılgınlar gibi eğleniyorsunuz. Ağızlarınızdan çıkan naralar, bağırtılar, çığlıklar, küfürler her yanı inletiyor. Oysa aynı saatlerde Gazze'de katliam zincirlerine bir yenisi ekleniyor, Siyonist köpekler bir kampı yerle bir ediyor yüzlerce ölü ve yaralı kimin umurunda. Siz kitlelerin tatmin aracı haline gelmiş iğrenç tarzınızla kazanılan bir maçı yüzyıllık rekabet masallarıyla pazarlamaya devam ederken, kafirle zamanı adem'den beri rekabet halinde oluşumuzu dikkatlerden kaçırıp toplumsal şuurun köklerine kezzaplar döküyorsunuz. Kâfir tepemizde ve hissiz kalabalıklar böyle bir rekabetten haberdar bile değildir.
Şeytanla savaşımızdan ve şeytan ordularının her gün içimizden binlercesini cehenneme sürüklemesinden bihaber hayat süren, topluma, insanlara ve Müslümanlara karşı yüzlerce cephenin açıldığı şu sürüngen çağda, harp meydanında, safını belirleyememiş milyarlarca insanın, korkunç bir savaşın içinde bulunduğundan habersiz yaşayan zavallıların, dökülen kanlarında sömürülen emeklerinde maalesef futbol denilen Vandal bir dinin rolü gün geçtikçe artmaya devam etmektedir.
Gerçek zafer, yerin altı ve üstünün, hakkın, adaletin hükümranlığına teslim olması ile gerçekleşecek, futbol dini dâhil diğer bütün batıl dinlerin, izmlerin, ideolojilerin, cereyan ve akımların, vahyin kutsi hakikati karşısında diz çöküp yok olmasıyla gerçekleşecektir. “ De ki hak geldi, batıl zâil oldu çünkü batıl, zail olmaya mahkûmdur.” İsra/ 81
Selam olsun Hakkı hakikati yüksek sesle haykırabilen bütün davetçileri
Kaleminze yureginize saglik