CİHAD

CİHÂD

“Çünkü biz                                                                                                         

Cihâdı, anlımızın çatına vurduk.

Önce şehadeti koyduk.

Her sabah duamızın başına.”

Cihad Allah yolunda her türlü gayret, cihad sabır ve metanet, cihad özveri ve katlanma cihad hakka doğru kanatlanma, cihâd, ilim,  takva ve davettir, cihad helal kazanç ve rahmettir. Cihad iyilikleri emr, kötülüklerden el çektirmektir. Cihâd, yer ola kalemdir silahı, cihad yer ola kılıçtır yoldaşı. Cihad az bir amel çokça kazançtır, cihad mümin için en ulvi kıvançtır. Cihad gözyaşı, acı ve gurbettir, cihad dünyadayken Cenneti elde etmektir. Cihad malın ve canın Allah yolunda satılması, cihad kalpten her türlü kirin ve pasın atılması. Cihad canın canana yolculuğu, cihad terk eylemektir malı, ehli ve çocuğu. Cihad zalim sultana hak sözü söylemektir, cihad karanlığa ve zulme direnmektir. Cihad peygamber otağında düşmanı beklemektir, cihad Hüseyince yollara düşüp maveraya gönül vermektir…

            Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri ve sabredenleri belirtip ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız. 3/142

“ Bu dinin ruhbanlığı cihaddır.”sözü bir Peygamber( as) buyruğudur. Cihad Müslümanca bir kulluğun zirvesi ve  Cenneti elde etme yolunda anahtar bir kavramdır.

Müslümanlar namaz, oruç, hac, zekât gibi ibadetlerine önem vermeleri yanında cihadın kulluğun şartlarından olduğuna iman etmeden ve gereğince eylemler sergilemeden kurtuluşa ermeleri zordur.

            İslam ümmeti ve özelde yaşadığımız coğrafyada Müslüman halk cihad kavramını ya unuttu ya da bu kavrama başka anlamlar yükleyerek gerçek anlamından saptırdı.

 Emperyalist ülkeler abd, Rusya, Çin, ve haçlı Avrupa’sı,  İslam dinini yok etmek Müslüman halkları inanç ve kimliklerinden koparıp sömürmek için büyük bir savaş veriyor. Ülkeleri bir şekilde işgale uğramış Müslüman yapılar sınırlı olsa da emperyalizme karşı cihâd ediyorlar.  Halkı Müslüman olan birçok ülke yönetimi ne yazık ki emperyal güçlerin kontrolünde piyonlara dönüştüklerinden,  söylem olarak bu zalimlerin karşısında görünseler bile hareket ve eylem olarak ülkelerini, din ve mukaddes değerlerini korumak için savaşan Müslüman gurupları,  terörist olarak nitelendirebiliyorlar. Bu kavram kargaşasına işaret eden Bediüzzaman (r.a) : “ zulüm başına adalet külahını geçirmiş, hıyanet hamiyet libasını giymiş.  Cihada bağy (terör) ismi takılmış. Esarete hürriyet namı verilmiş.” Diyerek, kavram dünyamızın nasıl altüst edildiğini veciz bir şekilde beyan eder.

 Kendi ülkeleri ve değerleri uğruna savaşan mücahitler küfür cephesi tarafından terörist olarak lanse edilmiş ve global küfür cephesi terörizmle savaş adı altında topyekun İslam coğrafyasını işgale kalkışmıştır.

Dünyanın büyük bir bölümünde İslam ve cihad kavramları ne yazık ki zalimlerin yıkıcı propagandaları neticesinde terörle anılır hale gelmiştir. Yani kıtalar aşarak Suriye’ye, Afganistan’a, Irak’a işgale gelen,  Amerika, İngiliz, Fransız, Rusya ve Çin vs. binlerce Müslüman’ı katlederken barış için ve terörle mücadele adına bu cinayetleri işliyor. Demokrasi ve barış yalanlarıyla coğrafyamızı işgale yelteniyor. Ülkelerini savunan Müslümanlarda terör damgasını yiyerek dışlanıyorlar ve zulme uğruyorlar.

 Bu yakın tarihte de böyle olmuştur. Bu gün küfür cephesinin propagandalarıyla İslam dünyasında (kaldıysa) emperyalizm,  küfür ve sömürüye karşı direnen İslami gurupları bazı fevri olayları bahane ederek,  terörist olarak niteleyen yerli işbirlikçiler, siyasetçi ve yazarlar,  Kurtuluş savaşı yıllarında Kuvayi milliye ve yerel direnişçi Müslümanların, İngiliz hükümeti tarafından terörist olarak nitelendirildikleri gerçeğini unutmamaları gerekmektedir.

            Biz Müslümanlar olarak Allahın ipine topluca sarılmak ve bize ait olan kavramlarımıza sahip çıkmak zorundayız. Cihâd kulluğun zirvesi ve samimiyetin doruğudur. İslam dünyası cihad bilinciyle yeniden dirilecek. Adalet ve ihsan devleti cihad ile vücut bulacaktır.