Muhammed KAYA

Muhammed KAYA

Mail: kayabatuhan@gmail.com

DERVİŞ - Tasavvufi Roman (2. Bölüm)

DERVİŞ - Tasavvufi Roman (2. Bölüm)

 

Teneffüs zili çaldığında öğrenciler sevinçle koridorlara hücum etmeye başladı. Ders notlarını toparlayan İbrahim öğretmen çıkmak üzereydi.

  • Derviş kantinde görüşelim evladım. Dersteki merak ettiğin konularla ilgili.
  • Olur öğretmenim.

Beraberce indikleri kantinden bir çay alıp müsait bir masaya geçtiler.

  • Bak derviş ruh yapısı olarak harikulade olaylara meylin olduğunu biliyorum. İzlediğin o korku filmleri, görmek isteyip te kitaplarını okuduğun cinler alemi seni psikolojik olarak kötü etkiler. Rüyalarında karışır, günlük hayatında.
  • Haklısınız öğretmenim, ama içimdeki bu merakı yenemiyorum bir türlü.
  • Bak evladım merak insanoğluna doğuştan verilen bir duygudur. Merak olmazsa ilimde olmaz. Gel bu merakını ve araştırma isteğinin yönünü biraz değiştirelim ne dersin
  • Bilmem. Heyecan verici bir şey olmazsa yönelemem öğretmenim.
  • He he he her seni anlıyorum derviş. Bak sana ne anlatacağım.
  • Ne öğretmenim.
  • Hayali bir kahraman değil. Gerçek bir kişi hemde bundan 40 sene önce vefat etmiş bir zaat. Bir hak aşığı olan bu muhterem zât Hızır (a.s.) terbiyesinde yetişmiş ve onunla birlikte bir çok manevi görevlerde bulunmuştur.
  • Ne gibi görevler hocam, insanlara dini bilgilermi anlatmış?
  • Yok onu kastetmedim. Örneğin 5 dk içerisinde binlerce km ötede bulunan bir memlekete gidip, orada kötülük yapan bazı adamların kötülüklerini engelleyip tekrar evine gelebilmek gibi.
  • Ooo yapmayın hocam Süpermen gibiymiş.
  • Aah derviş ah, biz gençlerimize sahip çıkamayıp onlara peygamberimizi, sahabe efendilerimizi, Allah dostlarını anlatmayıp tanıtmayınca, gençlerdeki bu boşluğu batılılar, hayali kahramanlarla doldurdular. Oysa o zatlar bu hayal kahramanları gibi değildir. Hayattada, ölümlerinden sonrada Allahın izni ile manevi güçlerini ve tasarruflarını sürdürmeye devam ederler.
  • Öğretmenim bunlar gerçek mi?
  • Evet derviş hatta eğer gayen Allah rızası olursa, onun için sever, onun için nefret edersen, takva ehli olursan sende onlardan biri olabilirsin.
  • Hocam kafam çok karıştı. Şimdi ben takva yaparsam uçabilecekmiyim, duvarın arkasını görebilecekmiyim.
  • Hehe hee eğer niyetin uçmak ve duvarın arkasını görmekse hayır. Derviş kafa karışıklığını anlıyorum ama zil çalmak üzere, eğer müsaitsen öğleden sonra ders çıkışı seninle bir dergaha gidelim. Orada ilgini çekecek kitaplar var. Hem Ladikli Ahmet hüdai hazretlerinide sana orada anlatırım. Hatta müsait olursa seni büyük bir mürşid ile tanıştırmak istiyorum.
  • Hocam seve seve gelirim.

Derviş zil çaldığında öğretmeni ile tokalaşıp sınıfına çıktı ama ders boyunca düşündü durdu, takva nedir, tasarruf nedir, bunları nasıl elde edebilirim diye. Son ders zilide çalınca derviş acele ile kitaplarını toplayıp, öğretmeninin arabasının yanına koştu ve onu beklemeye başladı. İbrahim öğretmende az sonra göründü

  • Hocam hemen gidebiliriz.
  • Olmaz önce aileni aramamız gerek, onlardan izin almadan olmaz.
  • Hocam annem akşam eve geliyor gerek yok.
  • Hayır derviş gerek var. Anne ve babanın rızası dinimizde çok önemlidir.

Cep telefonunu dervişe uzattı ve annesini aramasını söyledi. Şefika hanım ile kısa bir görüşme yapan derviş izni almıştı. Anne bu izin isteme olayından çok memnun kalmıştı. Beraberce dergahın yolunu tuttular. Az sonra yeşil kubbeli dergah görünmüştü bile İbrahim hoca bir şeyler mırıldanıyordu. Öğretmenine bakan derviş bir şey sormadı ama öğretmeninin o yeşil kubbeyede içli bakışından ve buğulanan gözlerinden de etkilendi. İşte dergahın kapısında idiler. Zile bastılar.içeriden gelen genç bir ses geldi.

  • Kim o?
  • İbrahim, İbrahim Çelik.
  • Ooo hocam hoş geldiniz?
  • Hoş ördük.
  • Yanınızdaki bu yakışıklı delikanlı kim?
  • Öğrencim. Hem dergahı görsün istedim, hemde efendi hazretleri müsaitse tanıştırmak istedim.
  • İbrahim hocam, efendi hazretleri sohbetten sonra evine çıkardı ama bu gün çıkmadı. 1 saattir tesbihatla meşgul. Biz hikmetini düşünürken, siz geldiniz.

İçeriye girip izin isteyen genç, İbrahim hocayı ve Dervişi içeriye davet etti. İbrahim öğretmen Dervişe:

  • Derviş büyük bir zatın huzuruna girmek izeresin, edepte kusur etme evladım dedi.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar