Mustafa ÖZTEKİN

Mustafa ÖZTEKİN

Mail: oztekin@6317haber.com

İSLAMDA BEŞ GÜVENCE

İSLAMDA BEŞ GÜVENCE

Mensubu olmakla iftihar ettiğimiz yüce dinimiz insan hayatında şu beş şeyi korumayı hedefler.  Bunlar: Dinin korunması, canın korunması, aklın korunması, neslin korunması, malın korunması.

DİNİN KORUNMASI: İslam dini, akla,  mantığa bilimsel kurallara,  toplumsal gerçeklere ve insanın varoluş gerçeğine en uygun olarak vazedilmiş tek din, tek yol ve tek nizamdır.

İslam dininin, sahip olduğu hakikatin güçlü yapısından kaynaklanan etkenler sebebiyle,herhangi bir insanı ya da topluluğu iman etmeye zorlaması düşünülemez. Akıl ve idrak sahibi kişilerin bu dinin mutlak hakikati ile muhatap kılınıp,  bu hakikat ile özgürce yüzleşmesi yegâne hedeftir. “ Dinde zorlama yoktur…”Bakara256

 İslam tarihinde büyük fetih hareketleri, yeryüzünde insanlar ile Allah'ın arasına giren zorba yönetimleri ve ideolojileri yıkarak, insanların iman gerçeği ile tanışmalarını sağlamak amacıyla yapılmıştır.

İslam, din emniyetini sağlamak ve yeryüzünde fitnenin ortadan kaldırılması ve hangi dinden olursa olsun insanların inançlarını özgürce yaşamalarını temel gayelerinden saymıştır. Meselenin bu boyutu yeryüzünde Allahın otoritesini tatbik ile yani hilafet görevi verilen insandaki din duygusu ve özgürce inandığı dini yaşama hakkını güvence altına alır.

Dinin korunmasından bir diğer maksatta İslam’ın duru ve anlaşılabilir hakikatlerini kasıtlı ya da kasıtsız olarak örtüleyen yabancı fikir, din ve anlayışların müdahalelerinden korumaktır. Hz. Peygamber as “Size tutunduğunuzda asla sapmayacağınız iki temel ölçüyü bıraktım Allahın kitabı Kur’an ve sünnetim” (İslam’ı anlama ve yaşama konusunda metot, yaklaşım biçimi, yaşam tarzı, yöntem) buyurarak uyulması gerekli iki temel değeri güçlü bir ifadeyle beyan etmiştir.

İslam anlayışını gerek inanç esasları yönüyle gerekse hüküm ve pratik yönüyle otaya koyan iki mutlak temel, Kuran ve Sünnettir. Din alanı bu iki temelden kaynaklanan veriler ile şekillenir. Bu iki alanın dışında din adına ortaya konan şeyler bir malumat olarak değer taşısa da mutlak ya da tartışılmaz değildirler. Din adına bu iki temel dışında ortaya konan fikirler, düşünceler ya da pratikler İslam’ın kutsi hakikatlerine muhalif ve İslam nurunu perdeleyecek bir hale büründüğünde Müslüman ilim adamlarının ve Müslümanların başında bulunan Müslüman yöneticilerin din alanını, işaret edilen zararlı akımlardan temizlemek için mücadele etmeleri dini bir sorumluluk ve zorunluluktur.

Tarihte yalancı peygamberlerle yapılan savaşlar, Hz. Ali’ nin Haricilerle yapmış olduğu savaşlar, İslam dünyasını kasıp kavuran Bâtınilik hareketlerine karşı yürütülen mücadeleler vb. bu konuya örnek oluşturacak önemli olaylardır.

CANIN KORUNMASI

Yaşam hakkı insana ana rahminde,  cenin halindeyken verilen ve yaratıcının belirlediği vakte kadar süren dokunulmaz ihlal edilmez en güçlü haktır. “…Kim, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya ve bir cana karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur…”  Maide 32  “Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür)…. Bakara 178

Yaşadığımız şu zaman diliminde en çok ihlal edilen hakların başında yaşam hakkı gelmektedir. Savaşlar, darbeler, yerel ve ulusal suç örgütlerinin cinayetleri, ihmaller,suiistimaller insanların hayatlarını kaybetmelerine yol açıyor.  İslam bir kitlenin suçsuz yere katledilmesine karşı olduğu gibi bir kişinin dahi suçsuz yere öldürülmesine karşı koyar. Ayette ifade edildiği gibi bir kişiyi öldüren bütün insanlığı katletmişçesine büyük bir suç işlemiş olur.

Yeryüzünde ve yaşadığımız bölgede insanlar birçok etken sebebiyle yaşamlarını yitirmektedirler.  ilahi kaderin tecellisi esas olmakla birlikte bu ölümlerin zahiri sebepleri İslam’ı bir hayat nizami olarak kabul etmeyişimizden kaynaklanmaktadır.

Terör suçları stratejik ve siyasi hedeflerini dışarıda tutmak kaydıyla, Allah’a ve resulüne hakkıyla iman etmeyen yapılanmaların ortaya koydukları olgulardır. 40 yıldır ülkemizde binlerce kişinin katledilmesinin sebebi olan PKK'nın Marksist, materyalist,  inkârcı felsefe ile yetiştirilmiş fertlerden oluştuğunu görmemiz gerekir.Öyleyse terörle savaşan devletin bölge ve tüm ülke insanlarına terörün panzehiri olacak İslam ve iman akidesini aşılayacak bir eğitim anlayışını benimsemesi gerekir. Terör örgütüne destek veren şahısların ruh dünyaları incelendiğinde iman olgusunun olmadığı ya da şüphe ve sorularla kuşatılmış bir inanca sahip oldukları görülür.

Öyleyse okul öncesi eğitimden başlayıp eğitimin ve hayatın her kademesinde Müslüman neslin ruhuna iman fidelerini dikip kökleştirmeye çalışmak devletin ana görevlerinden olmalıdır. Trafik kazaları, gıda terörü neticesi ölümler, alkol ve uyuşturucunun etkisiyle işlenen cinayetler, bazı kanun ve sözleşmelerin fıtrat dışı uygulamaları sebebiyle meydana gelen ölüm olayları, laboratuar kaynaklı virüslerin silah olarak kullanımından kaynaklanan ölümler, İslam’ın bir hayat nizamı olarak tatbik edilmeyişinden kaynaklanan cinayetlerdir. Ve toplum olarak yönetilen ve yönetenler bu cinayetlerde pay sahibidirler.

Sonuç olarak Allah'a iman ve onun eşsiz prensiplerine bağlılık aynı zamanda hayatı koruma yaşam haklarına bağlılık anlamına gelmektedir.

AKLIN KORUNMASI

İslam nizamı, en güzel şekilde yaratılan insanın, bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlığını koruyacak tedbirler öngörür.

Çünkü insan şeref sahibi bir varlıktır.İnsanın sıradan bir canlı olmaktan çıkarıp insan mertebesine yükselten en büyük değer akıldır. İslam aklı, vahyi anlamakta en büyük araç olarak görür.İnsan diğer canlılardan akıl sahibi olmakla ayrılır.Akılla vahye, dine muhatap olunur.Aklı olmayanın dini sorumluluğunun olmayışı bundandır. Aklı bir süreliğine ya da kalıcı olarak yok eden, düşünme özelliğini yıkıma uğratan maddelerin ve içeceklerin kullanımı ve ticareti haramdır. İslam insanın aklını korumakla aslında vahye muhataplığını koruma altına almıştır.

Günümüz dünyasında düşünsel özellikleri geçici ya da kalıcı olarak yok eden her türlü akıma İslam karşıdır.Her biri bir morfin mesabesinde olan ve kitlelerin düşünce yeteneklerini yok eden ve insanları köleleştiren beşeri ideolojiler, kişileri vahiyden koparmak suretiyle, tersinden akla karşı bir savaş yürütmüşlerdir.

Kur'an“hâlâ akletmeyecek misiniz? Enbiya 10 sorusuyla akla verdiği önemi vurgular.Yüce İslam inancının iki temel dayanağı vardır bunlar Kur'an ve sünnetten sadık haberler diğeri ise selim akıldır. Selim akıl ise kişiyi iman hakikatlerine ulaştıran, beşeri ideolojiler tarafından kirletilmemiş akıldır. Yani “izimlerin” insan aklında yaptığı tahribat bütün uyuşturucuların akla yaptığı tahribattan daha fazladır. Çünkü uyuşturucu bağımlısını esir alır ancak toplumu vahiyden ve düşünsel özgürlüğünden alıkoyan “izimler” ise bütün bir halkı yada ümmeti esir alır.

NESLİN KORUNMASI

İslam dini neslin korunmasına büyük bir önem verir.Neslin korunmasından anladığımız Müslümanların mensup oldukları aile ve soy bağlarının sabit ve kayıtlı olmasıdır. Çünkü İslam’da evlenilmesi haram olan kişilerin tespitinde, sütkardeşliği, miras gibi hakların tespit ve ifasında soyun tespiti önem taşır.

Yüce dinimiz bu gerekçeyle inananlara zinayı yani evlilik dışı ilişkiyi haram kılar. “Zinaya yaklaşmayınız! Çünkü o açık bir hayâsızlık, çok kötü bir yoldur” İsra32

Bu İlahi emirde zina ya götüren bütün etkenler yasaklanmıştır. Adına flört denilen ya da arkadaşlık olarak nitelendirilen evlilik dışı, karşı cinslerin yakınlaşmaları haram kılınmıştır. Fıtrat dışı olan eğilimler, yaşam biçimleri aynı gerekçe ile yasaklanmış ve müminler tedbirlerle bu tür yaşam biçimlerinden alıkonulmuşlardır. Çağımız gayrimeşru ilişkilerin ahlaksız birlikteliklerin ve nesillerin ifsat edildiği, soy bağlarının tahrip edildiği ve birbirine karıştığı iğrenç ilişkiler ağına şahitlik etmektedir.Bu bataklıktan çıkışın yolu İslam'a ve onun iffet yasalarına tam bağlılık ile gerçekleşir.

MALIN KORUNMASI

Müslümanlar zekât ve yoksullar için belirlenmiş hakların ifa edilmesi kaydıyla mal edinme ve biriktirme konusunda özgürdürler.Kişiye malını nereden kazandığı sorulacaktır. Kazanç yollarının meşru olması emredilmiştir.Mal edinimi bir insan hakkıdır ancak edinilen mal ve servette yoksulların hakları vardır. Bu hak zekât ve sadaka türünden ibadetlerle yerine getirilir.

İslam kişinin mal varlığını korumasına önem verir  “mallarınızı aranızda batıl yollarla, haksızlıklarla yemeyin” Bakara 188 ayeti ile mal sahibinin, malını koruma hakkı desteklenir malını korurken ölen kişi manen şehit kabul edilir.

Bu özellikleri ile yüce dinimiz mal edinimini yasaklayan komünist sistemlerden ve malı kutsayan , zengini üstün gören kapitalist sistemden farklı bir duruş sergiliyor.

İslam şeriatı kendine uyan insanları Dünya ve Ahiret saadetine ulaştıracak yolları da gösteriyor.

Tüm insanlığın barış, huzur ve hakkaniyet üzere yaşadığı bir dünya ancak Allah’ın yasaları ile kurulur.

Makale Yorumları

  • Salih pekcan26-10-2020 10:35

    Bazı kelimeler ve edatlar bir irine girmiş. Yazım hataları var. Bunun dışında iyi bir yazı Allah razı olsun.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar