Çağlar öncesinde Sofokles, Antigone’de kahramanını şöyle konuşturuyor: “İnsan olmaktan daha güzel bir şey yoktur.” İnsanoğlu kendisini tüm insanlığın bir ferdi ve ailenin bir üyesi olarak görmeye başlarsa yaptıklarıyla, kazanacağı başarılarla insanlığa yeni ufuklarda açacaktır, diyor Prof.Dr. Ayhan Aydın hocamız.

Yunus Emre diyor ki:

Ben gelmedim dâvi için

Benim işim sevi için

Dostun evi gönüllerdir

Gönüller yapmaya geldim.

Bugün yarıyıl tatili başlıyor.

19 haftadır süren maratona biraz araverdi yavrucaklar.  Öğretmenler okulun ilk günü öğrencilerine hoş geldiniz derken bu gün ise iyi dinlenin, bol bol kitap okuyun ikinci döneme daha iyi hazırlanın, diye görüşlerini karnelere yazmışlar.

İyi ki öğretmenlerimiz var!

Bu çok mu mühim? diyeceksiniz. Bu soruyu cevaplamak elbette kolay fakat içini doldurmak çok zaman alacaktır. Çocuk okulda arkadaşlarını kendi ailesinin ferdi gibi algılar, kendini onlardan biriymiş gibi benimser. Okul kültürü içinde derslerine devam eden çoçuğun zamanla bilgileri  artacak kabiliyetleri inkişaf edecek, kafasındaki sorulara cevap bulma arayışı içine girecek ve öğrenme gerçekleştikçe bu sorular daha da çoğalacak bulunan cevaplar sayesinde istenilen davranışlara sahip olurken belirlenen hedeflerine de kararlılıkla yürüyecektir. Doğallık, güzellik ve bilgi ile büyüyen çocuklar gelecek kuşaklara da iyi örnekler olarak yetişecektir.

Bir Çin atasözü şöyle der: “En güzel güller bazen çöplüklerde açar, görmesini bilene!”

Bu söz birçok anlamı içinde barındırsa da bir eğitimci için altın kural olmalı ve her çocuğa şartlar ne olursa olsun her an açacak bir gül, insanlığa hizmet etmek için gönderilmiş bir dâhi, bilime hizmet için gönderilmiş bir zekâ, eserler ortaya koymak için salınmış bir rüzgar olarak bakılmalıdır. Bu cevherleri insanlığın huzuruna çıkaran öğretmenlerimiz iyi ki varsınız...

Edmondo De Amicis, “Çocuk Kalbi” kitabında: “Bir ulusun terbiyesi hakkında, sokaktaki davranışlarıyla yargıya varılır. Sokağında uygunsuz olaylar gördüğünde ülkelerin, evlerinde de aynı şeyi bulursun.” demekle aslında öğretimle birlikte eğitime de dikkati çekmekte ve birlikte yaşamanın ilk heyecanını duyduğu okul ortamı çocuklara bu davranış şuurunu verecek yer olarak aileden sonra karşımıza çıkmaktadır. İyi ki okullar var!

Bedava verilen ve cömertçe bağışlanan şey öğüttür. Lâkin vermeye çalıştığımız öğütler duyular ve algılama yoluyla öğrenciler üzerinde etkili olacak,  birikim ve değerleri içselleştirme kabiliyetleri çevreninde etkisi ile erdemli davranmayı öğretebilecek mi? Bu bağlamda çevre ve aile üzerine düşeni yaparak öğrenciye yardımcı olmalı ve ona dayanma ve mücadele etme direncini göstermesine fırsat vermelidir. İyi ki insanlar var!

Biliyorsunuz, bizler gerçekten olağanüstü yaratıklarız. İnsan olmak, dünyada en büyük şeydir, der Leo Buscaglıa. Sözcükler donmuş kelimeler olsa da onları çözüp anlamlandıracak, akıl ve duygu süzgecinden geçirip hayatta kullanacak insan kendi düşlediği ve kurmak istediği güzel dünyaya kavuşacaktır. Bunu başarmakta nitelikli bir eğitim-öğretim sistemini çocuklara sunmak olacaktır. Bunu da sağlayacak olan devlettir. İyi ki devletimiz var!

Çocuk büyüdükçe dünyası da büyüyecek, bağlılıkları ve sorumlulukları da artacaktır. Bu sorumluluk bilinci, eğitim öğretim sürecinde zenginleşerek ailesine,  vatanına, bayrağına, devletine ve insanlığa karşı sorumlu olma şeklinde iyi bir insan olma hedefine onu ulaştıracaktır.

Sevgili öğrenciler, yarıyıl tatil heyecanını doya doya yaşamanızı sağlıklı ve huzurlu bir şekilde dinlenmiş olarak yeni heyecanlarla ikinci döneme başlamanızı ümit ediyorum. Siz değerli okuyucularımı da saygı ile selamlıyorum.

                                                                                               Kemal TÜRK