Kemal TÜRK

Kemal TÜRK

Mail: hayati2215@hotmail.com

KORKU, EDEBİYAT VE İNSAN

KORKU, EDEBİYAT VE İNSAN

Korku, her insan için doğal bir duygu olduğu kadar, algılanan bir tehdide karşı insan vücudunun geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. İnsanı gergin tuttuğu kadar birçok uyarana karşıda diri tutar. Korkularıyla yüzleşenler korkularıyla baş edebilir ve korkmamayı da öğrenirler. Bilim adamlarınca insanî yedi duygudan biri olarak karşımıza çıksa da genellikle olumsuz duygu olarak tanımlanır. Preuschoff (1998: 1-2)’a göre, “korku koruyucu bir tepki olarak yaşamı destekler, kişinin gelişiminde ve kişisel olgunlaşmasında yardımcı olur. Çünkü yeni olgulara ya da bilinmeyene karşı hissettiğimiz korkuyu her yenişimizde ileriye doğru daha büyük bir adım atmış oluruz.” Der. “Bebeklik döneminde ilk ortaya çıkan korkular genellikle anne-babadan ayrılma ve yabancılardan korkmadır. Erken çocukluk döneminde canavarlar, karanlık yerler ve büyük, genellikle de tüylü hayvanlarla ilgili korkular görülmeye başlanır. İlkokul yılları; yalnız kalma, kaçırılma ve hırsızlar üzerine olan yeni korkuların görüldüğü yıllardır. Gerçek şiddete dayanan yetişkin tarzı korkular ise – çeteler, silahlar, savaşlar gibi- ilk ergenlik çağında görülmektedir. Bununla beraber bu tür korkular, bizzat tecrübe edilmişse daha küçük yaşlarda da görülebilmektedir” (Garber, Garber, & Spitzman, 1993; Hall, 2003; Miller, 2004; Akt. Mercurio ve McNamee, 2008). Buradan hareketle dünyanın kurallarının yeni keşfedilmeye başlandığı çocukluk çağının korku duygusunun yoğun olarak yaşandığı bir dönem olduğu söylenebilir. 
Batı’daki çocuk edebiyatı ürünleri içinde giderek yaygınlaşan korku öykülerinin çocuğu dehşete düşürmeden onun merak, keşfetme arzusu gibi duygularını tatmin ederek çocuğa hayatla ilgili birtakım değerler kazandırabileceği ve okuma zevki verebileceği düşünülmektedir. Çocukların bu tür kitaplara olan düşkünlüğü, birtakım sayısal verilerle de ortaya çıkmaktadır. “2000 yılında Guinness Rekorlar Kitabı, çocuk okur kitlesine yönelik korku öyküleri kaleme alan R. L. Stine’ın dünya çapında 220 milyon kopya satan Goosebumps serisini tüm zamanların en çok satan çocuk kitabı serisi olarak ilan etmiştir. 2008 yılına gelindiğinde ise R. L. Stine’ın kitaplarının satış sayısı dünyada 400 milyonu geçmiştir” (Marcovitz, 2013). Buna karşılık Türkiye’de ise çocuk okura göre korku öykülerine fazla rastlanmamaktadır.
Temel olarak korkuyla ilgili bilinmesi gereken ilk şeylerden birisi, onun da sevgi, nefret, öfke, hüzün, mutluluk ya da neşe gibi pek çok duyguyla beraber insan davranışlarının ayrılmaz bir parçası olduğudur. Çocukların ilk oyunlarına bakıldığı zaman, bu oyunların mantığının korku duygusuyla iç içe geçmiş olduğu görülür. Modern sanat ve edebiyatın işlediği pek çok korku temasına geleneksel edebiyatın kaynak teşkil ettiği görülebilir. Günümüz popüler kültüründe yer bulan pek çok figür ve motifin izini (zombi, vampir, perili ev vb.) halk masallarında ya da mitlerde bulmak mümkündür. Geleneksel edebiyatta kendine geniş yer bulan korku duygusunun kaynağını, sadece karanlık çağlarda bilinmeyenin doğurduğu çaresizliğin yansıması olarak düşünmek doğru değildir. Tarihsel süreçte insanların benzer korkularının kılık değiştirerek pek çok farklı zaman diliminde farklı yapıtlarda sürekli boy gösterdiği fark edilebilir. Bu korkuların ninni gibi doğrudan çocuklara seslenen ve son derece masum görünen manzumelere bile sindiği rahatlıkla görülmektedir. 
Avrupa’da Aydınlanma Çağı’yla beraber rasyonel düşüncenin gelişimi sonucunda çocukluk imgesinin dönüşümüne de şahit olunur. Bu dönemde, çocuklar artık geleneksel toplumun ortak yaşam alanından çıkarılmaya ve çocukluk da yetişkinlerden farklı bir toplumsal form olarak düşünülmeye başlanmıştır. Artık, çocuğun özel ihtiyaçlarından söz edilmektedir ve bunun sonucunda korkunun bir disiplin ve eğitim aracı olarak kullanılması farklı endişeleri ortaya çıkarmıştır. Günümüzde çocuk edebiyatı içinde değerlendirilen korku öyküleriyle tanınan ve önemli okur kitleleri edinmiş yazarlar vardır. Bunların arasında belli başlı isimler olarak R. L. Stine, Chris Priestley, Darren Shan, Joseph Delaney, Cliff McNish, Anthony Horowitz, Alvin Schwartz, Holly Black, Christopher Pike, Charles Higson gibi yazarlar sayılabilir. Türkiye’de ise Tudem Yayın Grubu tarafından 2014 yılında çocuk edebiyatı alanında düzenlenen korku öyküleri yarışmasında dereceye giren Hanzade Servi, Alper Kaan Bilir, Ali Benice, Kadri Kerem Karanfil, Ragıp Eşref Filiz gibi yazarlar türün tanınırlığı üzerinde olumlu etkiler yaratmıştır.
Nitelikli korku öyküleri, çocukların çeşitli tehlike ve korkuları gerçekten yaşamak zorunda kalmadan ve okuma zevki duyarak tecrübe etmelerini sağlamaktadır. Bu öyküler, çocuklara, korkularının ve hayatla ilgili sorunlarının üstesinden nasıl gelebileceklerine dair fikir çeşitliliği ve tecrübe kazandırır. Bu tür kitaplar, çocukların terk edilme, anne - baba / koruyucu kaybı, doğaüstü varlıkların tehdidi gibi temel korkularını tanımalarını ve bunlar üzerinde kontrol sağlamaya yönelik çabalarını olgunlaştırır. Bu durum, bir bakıma karanlıktan korkan bir çocuğa karanlıktan korkacak bir şey olmadığını söylemek (öğretmeye çalışmak) yerine o çocuğun elinden tutup ona karanlıkta hiçbir şeyin saklanmadığını ve karanlığın ona zarar vermeyeceğini kendi gözleriyle görmesini sağlamaya benzemektedir. Korku öykülerinin ise televizyon haberleri gibi çocukları dehşete düşürme ve bu dehşete zamanla alıştırma işlevi yoktur. Bu tür eserlerde, çocukların yeni şeyler keşfetme ve merak duyguları, heyecan duyacakları bir atmosfer aracılığıyla uyarılır. 
Çocuklar kimi zaman korkularının sembolü olan varlıkların yenilgisine şahit olurlar kimi zaman da onların aslında o kadar da korkutucu olmadığını hatta dost olabileceğini fark ederler. Her durumda bu öyküler, çocukların kendi korkularını keşfetmelerine, onlar üzerinde kontrol sağlamalarına ve hayatla ilgili yeni değerler kazanmalarına yardımcı olabilir. Korku öyküleri, bir anlamda geleneksel masalların geçmişte üstlendiği rolü, çocuk gerçekliğini hesaba katarak üstlenmektedir.

Kemal TÜRK 

KAYNAKÇA:
Korku Türünün Dünya Çocuk Edebiyatındaki Yeri ve Türk Çocuk Edebiyatında Yaygın Olmamasının Nedenleri 
Hakan İSKENDER

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar