Mustafa ÖZTEKİN

Mustafa ÖZTEKİN

Mail: oztekin@6317haber.com

MÜSLÜMAN KALABİLMEK

MÜSLÜMAN KALABİLMEK

Kuran’ın öncelikli mesajı Müslüman olmayı daha sonra da Müslüman kalmayı emreder. Müslüman olmak demek, iman ve eylem bakımından yaratanın öngördüğü şekle girmek yani Hakkın boyası ile boyanabilmektir. Müslüman olmanın inanç boyutu “ la ilahe illallah” sözü ile şekillenir. Ki bu kelime-i tayyibedir. Kökü toprağa sıkıca bağlı dalları göklere uzanmış, ulu bir ağaçtır o.

Tevhid kelimesini söyleyen ve gereğine yürekten iman eden kişi bu sözü ile;

Allah'tan başka yaratan,  yaşatan,  rızık verip terbiye eden olmadığına, hayatın ve ölümün yaratıcısının, tüm kâinata ve görünür görünmez varlıklara hükmeden yegâne güç sahibinin, yerin ve göklerin ve ikisi arasındaki her şeyin Rabbi, Rahman, Rahim, Hay, Kayyum, Aziz ve Muktedir bir tek ilaha iman etmiş olur.

 O Allah ki, insanların yaşamları için gerekli hava , su ve diğer rızıkları cömertçe sunmakla beraber, kulun hayatını, rehber olarak gönderdiği peygamberler aracılığıyla programlamış, insanı başıboş bırakmayıp ilahi yasalar ile kayıt altına almış, nefse ve şeytani arzulara karşı sınırlamış, yegâne kanun koyucu, Ruhi hayatımızı ve beşeri hayatımızı nakış nakış rahmeti ile dokuyan, kuluna şah damarından daha yakın, el-Vedud ismi ile yarattıklarını seven ve sevilmeyi ve itaati hak eden bir rabbe iman etmiş ve teslim olmuş olur

İnanç planında bu çerçeve içerisinde inanan insan, ibadetler ile Rabbine bağlılığını arz eder. Günahlardan sakınmakla Allah'ın eşsiz otoritesine boyun eğer.

Güzel ahlak ve Allah'ı zikir ile yani O`nu her dem gündemde tutmak ve hayatın merkezine Rabbin muhabbetini yerleştirmek suretiyle takvaya erişir.

Müslüman olmanın ve Müslüman olarak kalmanın gerçekten çetin bir sınava dönüştüğü bir zaman diliminde yaşıyoruz. Müslüman’ca yaşamın önüne dikenli tellerin, aşılmaz engellerin konulduğu, kahpe ve zalim düzenlerin Müslümanları baskı ve zulüm ile İslam’ı yaşamaktan alıkoyduğu zamanların ve mekânların Müslümanları ile helal ve haramın birbirine karıştığı Allah'ın sınırlarının çiğnenmesi adına fetvalar üretildiği, aldatmanın marifet sayılıp aldatılan kitlelerin ahmak yerine konulduğu bir çağda ki Müslüman’ın mücadele alanları ve imtihan süreçleri farklı bir seyir izlemektedir.

Algıların anlayış biçimlerinin ve değer yargılarının ters yüz edildiği bir zamanda yaşıyoruz.

Bu çağın Neo müslümanları, Müslüman olmayanlar kadar hayata bağlı, daha güzel yaşamayı, konforu,  para ve makam sahibi olmayı hak ve ayrıcalık olarak gören, hayat felsefesini kapitalizmin enstrümanlarıyla notaya döken, yabancısı olduğu bir dünyada birilerine benzeşmeye yeltenen ve benzeştiği oranda kendinden ve köklerinden kopan, ayrıştırıcı farkındalıklar peşinde koşan, şahsi İkbali uğruna dedesini satan, her türlü kılığa giren, örneğin oynak, kıvrak, yamuk, elips tüm geometrik şekillere bürünebilen,  modern dünyanın basit bir figüranı haline evirilmiştir. Çünkü nefsine arzularına hitap eden şeyler bir tık kadar yakın ve erişimi kolay hale gelmiştir. Para, o sorun değil Allah'a ve Resulüne savaş açmış faiz kurumları ne güne durmaktadır!

Al kredini arabanı, evini, işini, hatta eşini yenile.

Al kredini yıllarca faiz lobilerinin tasması boynunda gecele.

Al kredini daha mutlu bir hayat daha bir özgüven ve duruşla aşkı hecele.

Al kredini onurun artsın, derecen yükselsin banka kayıtlarında.

Ve çağdaş tefecilerin saygın bir müşterisi ol. Ha bu sırada kandilleri de unutma.

Müslüman kalmak ne kadar zor, ne çetin bir sınav. Ar  ve hayâ duygusunu yitirmiş, namus ve iffet kavramlarının anlamı için lügate muhtaç nesillerin yetiştirildiği şu çağda!

Hep kazananların dünyasında kaybetmekten başka bahtı olmayanların Müslüman olarak kalması ne kadar zor!

Kendi ülkeleri ve yönetimleri tarafından vurulmuş, katledilmiş, evinden barkından, yurdundan yuvasından edilmiş, daha insanca yaşamak için alçak batı medeniyetinin vicdanına hicrete kalkışmış binlerce Müslüman için, Müslüman olarak kalmak ve yaşamak ne kadar zor!

Doğu Türkistan'da Yemen’de, Suriye’de,  Filistin'de,  Hindistan'da, Çin’de küfrün ve kâfirlerin her türlü baskıları altında Müslüman olarak kalmak ne kadar zor!

Her yanı köşeyi dönen, köşeyi dönerken dininden ve değerlerinden dönen,  sonradan görme lümpen zibidiler tarafından kuşatılmış asgari ücretle yaşamaya mahkum edilmiş vardiyalı sistemin köleleri için Müslüman olarak kalmak ne kadar zor!

Bütün bu zorluklara rağmen ucunda Cennet ve Allah'ın rızası olan bir hayata ulaşmak için Müslümanlar olarak sabredip, gayret edip yaratılış gayemizin gerektirdiği hedefe kilitlenmemiz gerekmektedir.

Müslüman olarak kalabilmek için birkaç tavsiye;

1- Müslüman’ın sahip olduğu iman ve inanç değerlerinin farkında olması gerekmektedir. Bunun için sürekli okuyan, araştıran, ilim sevdası ile hareket edip, Allah'ın kitabı ve peygamberin eşsiz sünnetini,  hayatında düstur edinmesi gerekmektedir.

2- Müslüman, hayat boyu beraber yaşayacağı eşini ve rızkını temin edeceği işini iyi seçmeli , helal kazanç peşinde koşmalı. Allah korkusu taşıyan, fıtratı temiz, evinin hanımı, eşinin ve çocuklarının arkasında kale gibi durmaktan başka endişesi olmayan hanım efendilerle yuva kurmayı hedeflemelidir. Gelmeden gitmenin planını yapan kırk manita eskitmiş, kariyer heveslisi fenomen tiplerden uzak durmalıdır.

3- Müslüman kendine en yakın hissettiği, Allah'ın dinini dert edinmiş samimi Müslümanlarla bir araya gelmeli, birbirlerine Hakkı,sabrı ve merhameti tavsiye eden birliktelikler oluşturmalıdır.

4- Müslüman kendisini ilim ve irfan ile donatmaya çalıştığı gibi eşinin ve çocuklarının dini ve ahlaki eğitimleriyle ilgilenmeli, evler, sofralar Allah'ın adının anıldığı birer okula dönüşmelidir.

5- Müslüman akraba ve yakınlarıyla iyi ilişkiler kurmalı, anne babasını varsa dede ninesini ve diğer akrabalarını ziyaret etmelidir.  Yardımsever, mütevazı, büyüklere saygılı, küçüklere sevgi ve merhamet ile davranan, çevresine güven telkin eden bir insan olmaya çalışmalıdır.

6- Müslüman kendisinden maddi olanakları daha fazla olup,  İslami bir hayat yaşamayan kişilerle tebliğ dışında fazlaca görüşmemeli ve onların arkadaşlıklarından uzak durmalıdır. Çünkü insan kıskançlık ve içine düşeceği  zihinsel bir ruh haleti ile hakka karşı olumsuz düşüncelere ve yollara kapılabilir.

Müslüman sahip olamadığı şeyleri öne sürerek,  hakka ve hakikate yüz çevirmemeli,  bunun yerine Hakk'ın verdiği nimetlere şükretmeli. Varlık ve yokluğun bir imtihandan ibaret olduğunu aklından çıkarmamalıdır.

7- Müslüman namazını düzgün kılmalı, giyim kuşamında temizlik ve sadeliğe dikkat etmelidir. Kadınlar için örtü emri veren rabbin, erkekler için de örtünme emirlerini unutmamalıdır. Gözünü ve iffetini gerçek ve sanal haramlardan korumalı, hiçbir günahı küçük görmemelidir.

8- Müslüman toplumsal hayatta payına düşen sıkıntılara razı olmalı,  yoksula yetime, garibana gücünün yettiğince destek olmalı, imkanı ölçüsünde Allah yolunda infak ve fedakarlıklarda bulunmalıdır. Çünkü Cennet cömertlerin yurdudur. Ve Kur'an-ı Kerim’de kâfirlerin bir özelliğinin de cimrilik olduğu unutulmamalıdır.

9- Müslüman hangi şart altında olursa olsun asla yalan söylememeli gıybet, dedikodu, iftira gibi insan onurunu alçaltan davranışlardan uzak durmalıdır. Bu türden hezeyanların dile getirildiği programlar, diziler ve sohbetlerden uzak durmalıdır. Müslüman Hakkı yüceltmeli,  Hakkı seslendirmeli,  Hak ile hareket edip yeryüzünde hakkın ve hakikatin temsilcisi olmalıdır.

10- Müslüman ölümü unutmamalı, hesap endişesi ile hareket etmeli , kalp kırmamalı, gönül incitmemelidir ve Müslüman, Müslüman olma dışında hiçbir etkeni övünç malzemesi yapmamalıdır. Tarihin ve çağın verdiği sorumlulukları yiğitçe göğüslemeli ve “ Yüzümü bir muvahhit olarak, yerin ve göklerin yaratıcısına çevirdim ve müşriklerden değilim.” ayetinin rehberliğinda hareket etmelidir.

Müslüman olmak, Müslüman kalmak ve Müslüman olarak ölmek kutlu bir hayatın unsurlarıdır. Ülkemiz ve tüm insanlığın geleceği Müslüman olarak kalmayı başaran yiğitlerin elleriyle şekillenecektir.

Öyleyse uzat elini...

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar