Mustafa ÖZTEKİN

Mustafa ÖZTEKİN

Mail: oztekin@6317haber.com

NEREYE GİDİYORSUNUZ ?

NEREYE GİDİYORSUNUZ ?

Tekvir suresi

Güneş dürüldüğünde yani ısı ve ışığını yitirdiği yada tamamen yok edildiği zaman,

Güneşin çekimi ve manyetik alanı içinde bulunan yıldızların,  bu alanın yok olması ile beraber uzayın sonsuz boşluğu içinde dökülüp, savrularak,  kararıp söndükleri zaman,

Doğurması yaklaşmış gebe develerin başıboş bırakıldıkları yani insanoğlunun beğendiği,  dayandığı ekonomik ve güç unsurlarının örneğin;  paranın,  arabaların,  katların,  yatların,  makam ve mevkilerin toplumsal ayrıcalıkların,  rütbe ve apoletlerin,  unvan ve markaların değer ve anlamlarını yitirip Allah’ın eşsiz otoritesi karşısında sıfıra indirgendiği zaman,

Yabani hayvanların inlerinden,  yuvalarından korkuyla koşarak çıkıp,  bir araya geldiği ve  gerçekleşen korkunç patlamalar ve dehşetli sarsıntılardan ürkerek birbirlerine sığındığı ve ilahi kaderin önünde kurtlarla kuzuların kaçınılmaz takdirin tecellisi için toplandıkları zaman,

Denizler, batınlarındaki korkunç patlamalar ve dehşetli sarsıntıların etkisiyle kaynaştırıldığı, dev dalgaların alev alev karaya yürütüldüğü zaman,

Ve olması gerekenler olduğu,  her yönüyle  hayrın tecelli ettiği, kıyametin ikinci safhasında , mizan terazi kurulup ruhlar bedenlerle birleştirildiği zaman,

Hesabın dehşetli mahcubiyeti,  sorgunun şiddetiyle beraber merhamet sahibi , Rahman ve Rahim olan Allah’tan rahmet esintilerinin yayıldığı ,  Aziz,  Muktedir ve Adil olanın  huzurunda,  melekler dahil tüm varlığın sessizliğe büründüğü  vakİt,

Sayısız beden ve eylem sahibi insanların,  sayısız sorgu sahneleri örneğin:  davacı makamında elleri ve yüzü toz toprak içerisinde masum bir kız çocuğu,  toplumsal cehaletin zifiri karanlığında ailesince diri diri toprağa gömülerek katledilmiş,  hayat sahibinin verdiği hayata en yakını tarafından kıyılmış bir masum yavruya,  hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman,

Cahiliye müşrikleri toplumsal kirliliklerinin ve şirklerinin neticesi olarak masum kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek öldürdüler. Bu masum yavrular  Adn cennetlerinde merhamet sahibi Allah’ın konukları oldular.

Peki Çağdaş şirk rejimlerinin diri diri katlettiği erkek ve kız milyonlarca neslin hesabı sorulmayacak mı?

Modern şirk çağında zihinleri ve kalpleri katledilen,  tevhitten,  adaletten,  merhamet ve şefkatten uzaklaştırılarak hem dünyaları hem de ahiret hayatları cehenneme çevrilen nesillerin hesabı sorulmayacak mı?

“Hesap görücü olarak elbette Allah Yeter.”

Hesap çetin, hesap hızlı ve rahmetin kaynağı olan Rahman ve Rahim, Rabbimiz dilemedikçe ne bir yardımcı ne de bir şefaatçi yoktur.  Çünkü  sayfalar neşredildiği zaman yani açılıp herkesin amelleri artısı ve eksisi ile ortaya döküldüğü ve  göklerin hesaba çekilen  insanlar için yerinden oynatılıp adeta başlarına yıkıldığı zaman.

 İşte  iman ve eylemlerin adalet ve rahmet terazisi ile tartıldığı ol dem kimileri için cehennemin harlanıp alev alev her yanı sardığı,

kimilerine de amel ve eylemlerinin güzel bir sonucu olarak Cennet’in yaklaştırıldığı zaman,  işte tam da o zaman insanoğlu bu zorlu gün için önceden ne hazırladığını görecek ve  bilip anlayacaktır.

Öne alınan menfaatlerin,  çıkar sevdasıyla işlenen cinayetlerin, koşuşturmacaların,  ertelenen İslami hayatın başlarına neler getirdiğini anlayacaktır.

Gündüzleri sinip geceleri gözüken gök cisimlerine yemin olsun.

Kararmaya başlayan geceye yemin olsun.

Ağarmaya başlayarak varlık alemine adeta nefes aldıran,  sabaha yemin olsun ki ;  bu Kur'an arşın sahibi yani erişilmez yüksekliklerin,  maddi ve manevi yüceliklerin maliki olan yüce Allah’ın  yanında değerli , güçlü,  sözüne itaat edilen,  güvenilir ve şeref sahibi bir elçi’nin yani Cibril’in (as) getirdiği bir sözdür.

Ve bu sözün tebliği  ile görevlendirilmiş olan sizin de emanet ve yiğitliği konusunda zerrece şüphe etmeyerek,  El-Emin diye isimlendirdiğiniz arkadaşınız Muhammed (as) bir takım cahil müşriklerin dillerine dolayıp iddia ettikleri gibi aklını yitirmiş birisi değildir.

Andolsun ki  O,  Cibril aleyhisselam’ı apaçık bir ufukta,  bütün azameti ile gördü,

Ve bir peygamber sizin göremediğiniz ve idrak edemediğiniz alemler hakkında vahiy bilgisi ile söylediği hakikatler den dolayı suçlanamaz,  itham edilemez,

Ve bu Kur’an ne bir bilgenin , ne bir şairin, ne bir edibin, ne bir felsefecinin, nede  bir siyasetçinin hele hele ilahi rahmetten kovulmuş şeytanın sözü asla olamaz.

Öyleyse ey insanlar erişilmez makam ve yüceliklerin, Arş’ın ve Kürsi’nin sahibi,  bütün kainatı kudret eliyle var edip, varlığını kusursuzca devam ettiren,  her an yaratarak istediği gibi kainata hükmeden,  alemlerin rabbi din gününün sahibi,  her biri azamet ve kudret sahibi olan melekleri emrinde çalıştırıp,  boyun eğdiren,  Hz Adem’den bugüne tüm nesilleri yaratan ve gönderdiği çağlar üstü fermanıyla maddi ve manevi hayatımızı nizam altına alan Allah’ın yasaları ve Hz Muhammed'in eşsiz rehberliği dururken sizler Kurtuluş için,  esenlik için nereye gidiyorsunuz?

Kur'an'ın nurunun söndürmeye çalışıldığı ve yasalarının rafa kaldırıldığı şu nemrudi çağda hangi hükümlerden medet umuyorsunuz?

Kafir ve zalim ideolojilerin sadece Müslümanları değil bütün insanları kasıp kavurduğu şu yangın yerinde  hangi gölgeye sığınıyorsunuz?

İnsanlığa kast etmiş bütün şirk nizamlarının el ele vererek Müslümanları boğulmaya, yok etmeye ant içtiği şu asırda hangi gemiye,  hangi limana sığınıyorsunuz?

Ey insan,  ey insanlık,  ilahi rahmete sırtını dönüp nereye gidiyorsun?

İşte bu Kur’an kalbi ve gönlü hidayet nuruyla aydınlanmış,  doğru yola girmeyi dileyen bütün alemlere, uluslara, topluluklara, cinlere ve insanlara birer öğüttür.

Ve ey insanlar,  ıslah ediciler yada insanlık onuruna kast ediciler ve zorbalar şunu bilin ki alemlerin rabbi olan Allah hayır yada şer bir şeyi murad etmedikçe   hiçbir şey dileyemezsiniz.

“Covitli” yada” covitsiz”  ölüme mahkum olduğumuz bir hayatı yaşıyoruz.  Allah dilemedikçe ne dünyanın ne de içinde yaşadığımız toplumun zorluklardan felaketlerden kurtulmasına imkan yoktur.

Toplum virüsle  mücadele adına,  bağışıklık sistemini güçlendirecek şeyleri tüketerek,  yapay yada doğal yollarla elde edilen ilaçlar ve ne olduğu belli olmayan aşılardan medet umduğunun onda biri kadar alemlerin Rabb'i , şifa veren,  rahmet ve şefkat sahibi,  virüslerin de virüsleri  insanlığın başına musallat eden çağdaş müşriklerin de Rabbi olan Allah'a yönelse bu musibet toplum üzerinden kalkacaktır.

Her türden musibet,  her ne kadar ellerimizle yapıp ettiklerimizin neticesi olarak başımıza gelse de bu felaket ve musibetler aynı zamanda ilahi yazgının gereği olarak bir sınama aracı kılınmıştır. Öyleyse bu sınavın sahibine sığınmak ondan yardım ve hidayet isteyip,  O’na yönelmekten başka bir çaremiz yoktur.

Maske mesafe temizlik diye dillere pelesenk edilen önlemler dua,  arınma,  ibadet,  zikir, fikir, şükür ve   hakka yaklaşmakla taçlandırılmazsa , insanlık ne doğru yolu bulabilir ne de felaket ve sıkıntılardan kurtulabilir. Maalesef  Müslümanlar içine düştükleri bireysel ve toplumsal krizlerden çıkış konusunda Alemlerin rabbi olan Allah’a güvenmek dayanmak yerine çağdaş ideolojilerin çok tanrılı ve çok uluslu köhne ideolojilerine yaslanmıştır.  İlahi  fermanı bir defa  daha hatırlayalım: “  alemlerin rabbi Allah dilemedikçe sizler hiçbir şey dileyemezsiniz.”  Yani  Onsuz başaramayacaksınız …

Selam ve dua ile

 

 

 

Makale Yorumları

  • Ayşenur Kızıkoğlu07-12-2020 11:59

    Zorlu imtihan halinden Rabbim Peygamber Ümmetine yakışır bi şekilde geçmeyi nasip eyler inşallah... Allah razı olsun Mustafa hocam.

  • Turgay07-12-2020 10:57

    Sagol

  • Turgay07-12-2020 10:55

    Allah razı olsun kara mustafa

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar