SAĞLIK VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ

Seneca diyor ki ''Sağlık bir beden işi değil, bir kafa işidir.''

Sağlığını düşünen bir kafanın sağlıklı hâle gelebilmesi de kültür işidir. Bu bilinç kültürüdür ve oluşması içinde bir çok aşamadan geçmesi gerekir. Sağlık, mutlu bir yaşam sürmenin ilk şartıdır. DSÖ ''Sağlık, yalnızca hasta ve sakat olmak değil, bedenen ve ruhen, sosyal yönlerden tam bir iyilik hâlidir. Kişinin sağlıklı olması için bedenen hasta olmaması, ruhen dengeli olması, sosyal yönden de tam bir iyilik, huzur içinde olması gerekir.'' diye sağlığı tanımlarken güzel de bir sonuç veriyor bizlere. 

Sağlıklı olan insan ailesine, çevresine yaşadığı topluma, hareket ve canlılık katar. 

Ne yazık ki Tıp ilmi gelişmeye, hastalıklara çareler bulmaya devam etse de hastalanan insan sayısı da katlanarak artmaktadır. İnsanoğlunun bazı şeylerin değerini bilmediği doğrudur. Bunların başında da sağlık gelmektedir. İş işten geçince  farkına vardığı eşsiz bir hazinedir aslında sağlık. Sağlıklı bir insan çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilir, uyum içinde yaşayabilir. Bu nedenle hem bedensel hem de ruh sağlığı insan için çok önemlidir.

Yetersiz beslenme, yoksulluk, eğitimsizlik, toplumdaki düzensizlik, sorunlu ilişkiler, bulaşıcı hastalıklar, eğitimsizlik  hastalıklara yakalanma riskimizi de artırır. Oysa ki yeterli beslenen, çevresiyle düzenli ilişkiler kuran yaşadığı topluma değer katan ve toplumdam olumlu dönütler alan insan mutlu, huzurlu ve bir o kadar da sağlıklı olacaktır. Bununla beraber sağlıklı bir bilinç düzeyine ulaşmak kolayda değildir. Spor yapmak, sağlığa özen göstermek elbette önemlidir. Fakat ruhsal olarakta beslenen insanlar ruh ve beden sağlığını korumada bir adım daha öndedir. Kitap okuma, şiir yazmak, tiyatro izlemek, bulmaca çözmek, düzenli şekilde inandığı inanç sistemine göre dini vazifelerini yerine getirmek insanı mutlu eden etkenler olsa da bir çok insan bunlardan bile uzak durmaktadır.  Sağlık sistemimiz insanımıza her türlü konuda sağlıklı olmaları için elinden gelen hizmeti verse de artan nufüs ve hastalıkların çeşitliliği bazı konularda aksaklıkların olmasına sebebiyet vermektedir. 

Sağlıklı olmak demek aslında kültürlü olmakla doğru orantılıdır gelişmiş toplumlarda, nedeni ise:

Daha ilkokuldan başlayarak doğru beslenme, yaşamsal faliyetlerin düzenliliği, yaşam koşullarının öğretilerek tedbirler alınması ileride karşılaşılacak bir çok sorununda çözülebileceği kültürünün kazandırılması öğretilmesi bir kültür meselesidir aynı zamanda. Beslenmeyi sadece yemek yemek, dinlenmeyi sadece televizyon izlemek sanan bir toplum elbette daha büyük sağlık sorunlarıyla karşılaşacağını bilemez. Aklını iradesini kullanabilen her insan elbette kötü alışkanlıklardan kurtulabilir. Özellikle şişmanlık gibi hastalığın sadece yanlış beslenme ve hareketsizlikten oluştuğunu düşünürsek. 

Sorunların çözümü oldukça basittir. Eğitimsiz olmaz, iyi eğitim almış, çevresiyle düzenli ilişkiler kurabilen, sağlıklı olmak için gerekli kültüre sahip bireyler sağlığına da dikkat eden bireyler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çağımızın en olumlu mucizelerinden biri de insan yaşam süresinin altmışlardan seksenlere çıkmasıdır.

Madem ömrümüz uzadı o zaman neden daha değerli bir hayat sürmeyelim ki.

Fiziksel bedenimizi sağlıklı tutabilmek için düzenli ve dengeli beslenmek şart ise ruhsal bedenimizi ve zihnimizi de olumlu ve güzel değerlerle doldurmamız gerekir.

Ahmed Mithat Efendi'nin dediği gibi ''Hayat kavgasında başarının birinci şartı sağlıklı olmaktır.'' 

Sağlık olgusununda kültürel bir inşa sonucu ortaya çıkması kaçınılmazdır, diyerek hepinize sağlık, huzur, mutluluk ve başarılar dileyerek en kalbi duygularla siz değerli okuyucularımı selamlıyorum.

SAĞLICAKLA KALIN